Sistit Nasıl Geçer Kadınlar Kulübü | Allah'ın Bereketi | Allah'ın İsimleri

Sistit Nasıl Geçer Kadınlar Kulübü

Sistit nasıl geçer kadınlar kulübü paylaşımlarında en sık karşılaşılan sağlık sorunudur. Yazımızda problemin ana kaynağına inerek neler yapılması gerektiğini anlatıyoruz.

Kadınlarda görülme olanı yüksek olan sistit idrar yolları iltihaplanmasıdır, idrar yollarının yanı sıra üreme sisteminde görülür. Tedavi edilmemesi durumunda böbrekler etkilenir aynı zamanda mesanede kalıcı hasarlara sebep olur.

Sistit Belirtileri Ve Teşhisi Nedir?

Sistit teşhisi belirtileri üzerinden konulur, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma hissi, bulanık veya kanlı idrar, alt karın ağrısı, baskı hissi gibi semptomlar tipik belirtilerdir. Üroloğa semptomlarla başvurarak teşhis süreci başlatılır, fiziksel muayenede alt karın bölgesinde hassasiyet olup olmadığını kontrol edilir. İ

drar testleri, idrar örneği analizi yoluyla sistitin teşhisi için önemli bir araçtır. İdrar örneğiyle enfeksiyon belirtileri (örneğin, bakteri veya beyaz kan hücreleri) açısından incelenir. Ayrıca idrar kültürü hangi tür bakterinin sistite neden olduğunu belirlemeye yardımcıdır.

Bazen özellikle tekrarlayan durumlarda diğer komplikasyonlar söz konusu olduğunda doktorlar görüntüleme testleri önerirler. Bunlar arasında ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) veya sistoskopi yer alır. Sistoskopi, idrar kesesini incelemek için bir tüp (sistoskop) kullanılarak yapılır.

Doktor ayrıca tıbbi geçmişi gözden geçirir daha önce geçirilen enfeksiyonlar hakkında sorular sorar. Sistit nasıl geçer kadınlar kulübü tarafından yapılan yorumlarla net şekilde anlamayı sağlar.

 

Hastalığın belirtileri arasında şunlar yer alır;

  • İdrar yapma esnasında ağrıyla birlikte yanma.
  • İdrara sık çıkma.
  • Ateş, terleme, yorgunluk, kusma, bulantı.
  • Kötü koku bulanıklık.
  • Cinsel ilişkide ağrı hissi.

Erkeklerde sık görülen bir hastalık değildir bu yüzden tedavisi kolay tekrarlanmasını önlemek mümkündür bunun için yapılması gereken tek şey altında yatan nedeni tedavi etmektir. Erkeklerde görülmesinin en önemli faktörü idrar yoluna baskı yapan prostattır.

Ürolog yapılan şikayetler çerçevesinde testlere dayanarak teşhisini koyduktan sonra hastalığı tanımlar ve tedavi sürecini başlatır. Yapılan testlerde üretra ile birlikte mesane gözlenir, damar içi pylgram röntgen çekimi yapılır. Bakteriyi tanımlayabilmek adına kültür alındıktan sonra hemen tedavi başlar.

Hastalığın yaygın olarak görülmesindeki etkenlerden birisi idrar yolu enfeksiyonuna sebep olan bakteridir. Bulaşıcı olmayan faktörler de mesane iltihaplanmasına etki eden unsurlar arasındadır. Bunlar radyasyon, ilaç, yabancı cisim, kimyasal, interstisyel, diğer koşullarla ilişkili sistit olmak üzere adlandırılır.

Bulaşıcı enfeksiyon olmadığından dolayı cinsel temel esnasında bulaşma riski taşımaz. Belirtiler yaşandığında jinekoloji ya da üroloji bölümlerine başvurmak gerekir. Ağrıyı hafifletmek için ilaç tedavisinin yanında bol su tüketimi ağrı bölgesine sıcak su torbası konulması gibi uygulamalar kullanılır.

Teşhisi, semptomların şiddeti, idrar testleri sonuçları ve muayene bulgularına dayanarak konulur. Teşhis edildiğinde doktor tedavi seçeneklerini, altta yatan nedenleri değerlendirerek uygun bir tedavi planı önerir.

Tedavi, genellikle antibiyotiklerle yapılır ancak doktorunuz spesifik durumunuzu değerlendirecektir. Teşhisiyle birlikte bunun yanında tedavisi için bir doktora başvurmanız önemlidir çünkü tedavi edilmediğinde daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Sistit Neden Olur?

Sistit, idrar kesesinin iç yüzeyini iltihaplayan bir tıbbi durumdur. Bu rahatsızlık, idrar yapma sırasında ağrı, yanma hissi, sık idrara çıkma ve diğer hoş olmayan semptomlarla karakterizedir.

Kadınlar arasında daha yaygın görülse de erkeklerde de görülebilir. Sistit nasıl geçer kadınlar kulübü yorumlarına göre temel nedeni, bakteriyel enfeksiyonlardır. İdrar yolu enfeksiyonları, özellikle üriner sistemdeki bakterilerin idrar kesesine girmesi sonucu meydana gelir. Bu bakteriler, idrar kesesinin iç yüzeyini tahriş ederek iltihaplanmaya yol açar.

En yaygın bakteriyel faktörler, Escherichia coli (E. coli) adlı bakterilerdir. Ancak bakteriler dışında yol açabilen diğer unsurlarda vardır. Bazı kimyasal maddeler, idrar kesesinin iç yüzeyini tahriş edebilir. Alkol, kafein ve asitli içecekler bu tahriş edici maddelere örnektir.

İdrarın tamamen boşaltılamaması idrar kesesinde uzun süre tutulmasına neden olabilir bu da hastalığa yol açabilir. Tetikleyebilen bazı ilaçlar neden olarak değerlendirilir. Cinsel aktivite sırasında bakterilerin üretra yoluyla idrar kesesine girmesi karşılaşılan durumdur.

Menopoz sonrası kadınlarda hormonal değişiklikler daha kolay enfekte olmasını etkiler. Yol açabilen diğer faktörler arasında idrar yolu taşları, idrar yollarındaki daralmalar ve bağışıklık sistemi sorunları yer alır.

Diğer Oluş Nedenleri;

Üreme organları ile anüs bölgesinde yaşayan bakteriler zaman içerisinde mesaneye ulaşır ama işeme ile dışarı atılır. Bakteri sayısının dışarı atılandan daha fazla mesanede kalması ilerleyen süreçte böbreklerde iltihaplanma sebebidir. Cinsel birleşmede genital temizlik önem kazanır.

Kadınlarda erkeklere göre üretra daha kısa olduğundan dış ortamdan bakterinin ulaşması çok daha kolaydır bu nedenden dolayı görülme olasılığı %20 oranındadır. Ağrılı mesane sendromu olarak adlandırılan kronik hale gelen sorunda altta yatan hastalığın kesin bilinmesi söz konusu değildir.

Alınan travma, mesane kaslarının gerilmesi, sık idrar tutma, pelvik taban kasının zayıflığı, otoimmün hastalıklar, sürekli tekrar eden bakteriyel enfeksiyonlar sayılır. Pelvik bölgesinde yer alan sınırlarda aşırı duyarlılık oluştuğunda, omurilik travmalarında kronik tanısı konulur.

Kas tabakalarında iltihabi süreç paralelinde oluşan rahatsızlık hissi ile yanma gibi farklı boyutlarda ortaya çıkar. Ciddi ağrı hissine sebep olan olguların yanı sıra aynı zamanda idrar yapma konusunda şikayet var eşlik eder. Kullanılan ilaçlarla ilişkili hastalık özellikle siklofosfamid etken maddesini içeren kemoterapi ilaçlarının oluşturduğu bir sonuçtur.

Kanser hastalarının tedavilerinde kullanılan radyoterapi hasara neden olur. Pelvik bölgesine verilen ışınlar dokuyu etkileyerek inflamasyonu uyarır ve bu yüzden hastalığın gelişimi söz konusudur. Kişisel hijyen ürünleri içerisindeki kimyasallar alerjik reaksiyonlarla tahrişe sebep olarak hastalığın gelişiminde olumsuz etki oluşturur.

Sistitten Korunma Yolları Nasıldır?

Yaşam konforunu düşürerek önemli sağlık sorunlarına yol açan hastalık her üç kadının birinde görülür. İdrar yolu enfeksiyonu olarak ifade edilir sık tekrarlandığında ciddi hastalıkların habercisidir. Korunabilmek adına önlemler almanın yanında aynı zamanda tedavinin de doğru planlanması önem kazanır.

Kanın temizlenmesinin ardından atıklar depo görevi gören idrar torbasında toplanır bu yüzden mesanede çeşitli hasarlar söz konusudur. Enfeksiyonlara karşı gelişmiş iltihap ile ortaya çıkan rahatsızlığın nedenleri içerisinde cinsel yolla bulaşan hastalıkların yanı sıra bakteriyel, mantar hatta viral enfeksiyonları da sıralamak mümkün.

Sistit nasıl geçer kadınlar kulübü tarafından sık sık dikkate alınan konudur dolayısıyla koruyucu önlemler hakkında da fikir sahibi olmaya yardımcı olur. Korunabilmek için bol miktarda sıvı tüketimi ile hijyen kurallarına dikkat etmek ana unsurlardır.

Kadınların pamuklu çamaşır kullanması genital bölgenin kuru kalmasını sağlayarak tuvalet temizliğini önemsemesi alınabilecek en önemli önlemler arasında gösterilir. Tuvalet temizliğinde su ya da tuvalet kağıdı kullanılırken temizleme işlemi önden arkaya doğru yapılmalıdır.

Sabun, özel solüsyon gibi temizleyicilerin kullanımından kaçınmak gerekir. İdrarın asitliğini arttıran C vitamini hem bakterinin yerleşmesine hem de üremesini engellediğinden dolayı kısmen koruma sağlar. C vitamini içeriğinin açısından zengin olan kızılcık suyu mesane içerisinde koruyucu tabaka oluşturarak uygulanan tedavi yöntemini destekler.

Korunabilmek için gıdaların bozulmasını önleyen katkı maddeleri içeren yiyeceklerden ya da içeceklerden uzak kalmak önem kazanır. İşeme ihtiyacını ertelemek bakterilerin idrar yoluna bulaşmasına sebep olduğundan dolayı bekletmeden hemen tuvalete gidilmelidir.

Tutmak aynı zamanda bakterilerin çoğalmasına katkı sağlar bu yüzden düzenli olarak mesaneyi boşaltmaya özen gösterilmeli. Çiş damlalarının temizlenmesi bakterinin ciltte birikmesini önler böylelikle hastalık riskini en aza indirir.

Genital bölgenin nemli ya da sıcak kalmasına sebep olan dar giysiler kullanmak yerine rahat nefes alabilir kıyafetler giyinmelidir. Cinsel ilişkinin hemen ardından işemek bulaşıcı enfeksiyonların önlenmesine katkı sağlar.

Sistit Tedavisi Nasıl Yapılır?

Çoğunlukla 20 ila 30 yaş arasındaki kadınlarda görülen ve halk arasında idrar kesesi iltihabı şeklinde bilinen sorun antibiyotik kullanımı ile tedavi edilir. Tek doz, kısa süreli antibiyotiklerin kullanıldığı tedavi yönteminde idrar kültüründe üreyen mikroplara karşı etkin maddesi bulunan ilaçlar tercih edilir.

Tıbbi tedavinin yanında aynı zamanda destek tedavisi söz konusudur. İyileşmeyi hızlandırarak şikayetleri azaltan bol sıvı tüketimidir bu yüzden günde en az 2 litre su içilmelidir. Hastalık sürecinde cinsel ilişkiye girmemek kasık bölgesine sıcak su torbası koymak şikayetleri azaltır.

Bitkisel tedavi yöntemleri de süreç içerisinde etkili rol oynar. Antiflamatuar özellikleri bulunan maydanoz, papatya, sarımsak gibi bitkilerin çayları tüketilir. Son yıllarda sistit nasıl geçer kadınlar kulübü paylaşımlarında görüldüğü üzere turna yemişi meyvesi en sık kullanılan bitkisel tedavi yöntemidir.

İdrar yolunda yaşanan spazmları hatta ağrıları azaltabilmek için genişleten ilaçlar reçete edilir. Sık idrara çıkılmasından kaynaklı kaşıntıyla tahriş pamuklu iç çamaşırı tercihiyle kolaylıkla önlenir. Tedavide doktora danışmak, reçete edilen antibiyotikleri tam olarak bitirmek düzenli kullanmak, kişisel hijyene önem vermek riski azaltır.

İltihaplanmaları hafifletmeye yardımcı olan aloe vera jeli enfekte bölgeye uygulandığında rahatlama sağlar. İltihabı azaltarak semptomları hafifleten zencefil çayı ya da zencefil kökünü tüketmek etkilidir. Tarçın çayı ile birlikte balın karıştırılarak tüketilmesi kadınların tavsiyeleri arasında yer alır.

İdrar yolları enfeksiyonlarındaki antiseptik özellikleri ile adeta savaşan lavanta yağı banyo suyuna eklenerek cilt üzerine uygulanır. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi ile bilinen echinacea bitkisi tedavi sürecinde enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Meyan kökü çayı ile birlikte ekstresi tüketildiğinde semptomlar hafifler.

Doğal çözümler aramak bu sayede rahatlamak söz konusu olsa da kullanılan bazı bitkilerin ilaçlarla etkileşime girme ihtimali dolayısıyla alerjik reaksiyonların görülmesi riski bulunur. Tedavi boyunca bitkisel çözümler tek başına kullanılmamalı ve mutlaka doktor tavsiyesi alınmalıdır.

Sistit İle İdrar Yolu Enfeksiyonu Arasındaki Fark Nedir?

İdrar yolu enfeksiyonu ile sistit arasındaki en önemli fark enfeksiyonun yerleşim yeri ile birlikte belirtileridir. İdrar yolu enfeksiyonu herhangi bir bölgede meydana gelir. Yanma, kötü koku, karın ağrısı, bulanıklık, sık idrara çıkma gibi belirtiler içerir.

Enfeksiyonun böbreklere yayılma olasılığı yüksek olduğundan dolayı çok daha ciddi komplikasyonlara sebep olur. Sistit yalnızca idrar torbasının iç yüzeyini etkileyen enfeksiyondur, torbanın duvarlarındaki iltihaplanmanın sonucunda meydana gelir. Ciddi komplikasyonlara yol açmadan tedavisi mümkündür.

Belirtileri birbirine benzer çoğunlukla ağrı, yanma ve bulanık idrar semptomlar arasındadır. İdrar yolu enfeksiyonları hem üst hem de alt idrar yollarında görülebilir ya da her ikisi farklı zamanlarda ortaya çıksa da eş zamanlı olarak meydana gelebilir. Her ikisi farklı yapılar ancak birbirleriyle bağlantılı bu yüzden enfeksiyon birinden diğerine kolaylıkla geçiş yapar.

Başlangıçta belirtilere göre sorun doğru şekilde saptanmalı, enfeksiyon kontrol altına alınarak hızla tedavi uygulanmalıdır. Sistit nasıl geçer kadınlar kulübü üzerinden yapılan birçok paylaşımda benzer şikayetler ve belirtiler ortaya çıkar. Kadınlarda olduğu gibi aynen kız çocuklarında da idrar yolları enfeksiyonları ile birlikte sistit riski bulunmaktadır.

Kalıcı böbrek hasarına neden olacağından dolayı nedeni bilinmeyen ateş problemi yaşandığında mutlaka idrar yolu enfeksiyonu araştırması yapılmalıdır. Erken teşhis edilemediğinden dolayı tedavi edilemeyen çocuklarda ilerleyen yaşlarda böbrek yetmezliği ile birlikte hipertansiyon gibi hastalıkların görülme olasılığı yüksektir.

Tam idrar tahlili ile sonuçlar hızlı şekilde alındıktan sonra tedaviye hemen başlanılmalıdır. Çocuklarda da tedavi yöntemi antibiyotik kullanımıdır, ağızdan antibiyotik alamayacak kadar küçük olan çocuklar 2 ila 3 gün süren iğne hastanede tedavi edilir.

Hamilelikte Sistit Riskleri Nelerdir?

Hamilelik sırasında idrar yolu enfeksiyonu riskleri, genellikle hamilelikle ilgili fizyolojik değişikliklerden kaynaklanır, riskleri artırabilecek faktörler içerisinde ilk sırayı hormonel değişimler alır.  Hamilelik sırasında vücutta artan östrojen hormonu seviyeleri, idrar yollarının bakterilere karşı savunma mekanizmasını zayıflattığından dolayı enfeksiyon riski artabilir.

Hamilelikte uterus (rahim) büyüyerek idrar yollarını sıkıştırabilir. Bu durum, idrarın vücuttan atılmasını zorlaştırarak bakterilerin üreme şansını yükseltir. İdrar yolları genişlediği için idrarın daha yavaş akmasına neden olur bu durum bakterilerin idrar yollarına daha kolay girmelerine neden olur.

Bağışıklık sistemi hafif bir baskı altına girdiğinden vücut enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelebilir. Artan rahim baskısı, idrarı daha fazla sıkıştırır bazı kadınlar için idrar tutma sorunlarına yol açması enfeksiyon riskini ciddi oranda etkiler.

Gebelerin %2’sinde tanımı konulabilecek belirtiler yaşanır, şikayetler ile uzman hekime yönlendirilen hamilelerden idrar kültürü alınır. Uygun tedavinin ardından erken doğum ya da anne de ciddi sorunlara yol açmadan takip devam eder. 7 günde bir kültür tekrarlanarak her ay idrar tahlili yapılır.

Erken dönemde tedavi edilmesi önemlidir çünkü gebeliklerde böbrek enfeksiyonu ağır seyreder beraberinde yüksek ateşle birlikte ağrı, halsizlik, kusma bulantı görülebilir bu durumda gözetim altında tutulması gerekir.

Hamileliğin 14 haftasından sonra ortaya çıkan hastalık semptomlar düzelip ateş düşene kadar damar yolu antibiyotik tedavisi ile sürer. Hamilelik döneminde yaşanan böbrek enfeksiyonu kadınların %7’sinde yeniden oluşur. Bu yüzden hasta yakından izlendikten sonra her ay düzenli olarak kontrollerinin devam etmesi ve günlük su tüketimini arttırması tavsiye edilir.

Diğer Nedenleri

Kadınlarda hamilelik dönemi vücut enfeksiyonlarının en fazla arttığı dönemdir. Gerek yaşanan fizyolojik değişiklikler gerekse bağışıklık sisteminin baskılanmasından dolayı idrar yolu enfeksiyonları da sık olarak görülür. Bunların içerisinde yer alan basit mesane enfeksiyonu erken doğum riskini artırdığından dolayı ciddiye alınmalı.

Yüksek ateş oluştuğunda rahimde kasılmalar beraberinde düşük söz konusudur. Anne adaylarında hastalığın oluşmasında en önemli sebep genellikle bağırsaktan gelen bakterilerdir.

Hatalı taharet, bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar, cinsel ilişki, şeker hastalığı, böbreklerde taş, yapısal böbrek hastalıkları, daha önce yaşanmış üriner sistem ameliyatları gibi birçok neden görülme sıklığını yükseltir.

Bakteriler mesaneye ulaştığında belirti vermeden yaşamını sürdürdüğünden dolayı enfeksiyon oluşmasa da şartlar el verdiğinde hemen dönüşebilir bu yüzden mutlaka saptanarak tedavi edilmelidir.

Gebeliğin ilk haftasında ya da semptomlar belirledikten sonraki ilk kontrolde tam idrar testi ile birlikte kültür istenerek bakteri tanısı konulur. Tanının konmasının ardından semptom görülmese de mutlaka antibiyotik tedaviye başlanmalıdır.

Gebelikte enfeksiyonlardan korunabilmek için 2 litre su içmenin yanı sıra sıvı alınmalıdır bu sayede idrar yollarının temizlenmesi söz konusudur. Genital bölgenin temizlenmesini alışkanlık haline getirdikten sonra makat bölgesindeki bakterilerin vajinaya dolayısıyla üretra’ya bulaşmasını önlemek için ön taraftan arka tarafa doğru temizlenmelidir.

Hamilelerde yaban mersininin idrar yolları duvarını mikropları yapışmasını azaltmasından dolayı tercih edildiği bilinir. Çoğunlukla saşe formunda geliştirilen ilaçlar reçete edilir aynı zamanda probiyotik içeren gıdalar tüketilir.

Probiyotik açısından zengin olan yoğurtla kefirin yanında diğer gıdalar hem florayı kuvvetlendirir hem de bağışıklık sistemini aktif hale getirerek enfeksiyon yatkınlığını azaltır.

İlginizi Çekebilir;

Yorum Yapılmamış

Cevap Ver