İslamiyet’te dini öğreten ve Müslümanları kardeşlik içerisinde bir araya toplayan birtakım mezhepler bulunmaktadır. Bu mezhepler; Hz. Muhammed’in ölümüyle gelişerek kurulmuş ve kuruluşunda hadisler ile ayetler göz önünde bulundurulmuştur.
Allah’ın ümmeti olarak gördüğü Hz. Muhammed’in öğrencileri ve sahabeleri, dini yaymak adına görevlendirilmiştir ve dini sorumlulukları insanlara bildirebilmek amacıyla hükümler oluşturmuşlardır. Bu da Müslümanlıkta mezhepler nasıl oluştu sorusuna cevap niteliği taşıyan bir açıklamadır.
Peygamber Efendinin Mezhebi Nedir?
İslam’da mezhepler itikadi ve fıkhi olarak iki gruba ayrılmaktadır. Bu gruplarda kendi içerisinde ayrılık gösterse de dinin temeli bakımından bir değişiklik oluşturmamaktadır. Müslümanlıkta Mezhepler Nasıl Oluştu sorusuna açıklık getirmek için İslamiyet’in peygamberi Hz. Muhammed’in ölümü sonrasında ortaya çıktığını bilmek gerekmektedir.
Sünnilik olarak adlandırılan Müslümanlığın en yaygın mezhebi; açılımında Hz. Muhammed’in sünnetine boyun eğen, müridi olan anlamına gelmektedir. Buna karşın, Müslümanlıkta çok sayıda mezhep olmasının sebebi ise din alimlerinin, Müslümanlığın getirdiği şartlara ve inancın temelinde bulunan uygulamalara farklı bir yorum getirmesinden kaynaklanmaktadır.
Sahabeler, peygamber efendiden almış olduğu dersler ile dinen öğretmen konumunda yer alan kişiler oldukları için onların öğretileri inananlar tarafından önem arz etmektedir.
Mezhepler Neden Var?
Müslümanlıkta mezhepler nasıl oluştu sorusuna cevap olarak Hz. Muhammed’in ölümü işaret edilmekte ve buradan da anlaşılacağı üzere Hz. Peygamber bir mezhebe tabii bulunmamaktadır.
Peygamberin sahabelerine, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra Allah tarafından görevlendirilmiş ve dini yaymaları emredilmiştir. Peygamberin dünyevi hayatının bitmesiyle, o zamana kadar akıllarındaki soruları bizzat peygambere ileten kimseler boşlukta kalmış durumdaydı. Bu sırada Allah-u Teala, peygamberin sahabelerini ümmeti olarak görevlendirdi ve onları dini yetkili kıldı.
Allah tarafından görevlendirilen sahabeler artık halife olarak anılıyordu ve farklı coğrafyalarda, farklı milletlere dini açıklamakla yükümlülerdi. Hiçbir inanç ayrımı bulunmamasına rağmen uygulama esasında milletlerde farklılık oluşmuş ve bu farklılıklar halifelerin onayına ve hükmüne göre belirlenmiştir.
İslam konusunda peygamberden yeterli dersi ve öğretiyi almış bilgi sahibi alimler, insanlara bu konuda bilgi dağıtırken hükümlerini Kur’an-ı Kerim ve hadisleri göz önünde bulundurarak oluşturmuşlardır.
Yorum Yapılmamış