İçindekiler
Müslümanlık inancında İslamiyet’in erken dönemlerinden kalma cariyelik anlayışı bulunmaktadır. Buna göre erkek köleler safi köle olarak anılırken, kadın köleler cariye olarak anılmakta ve İslamiyette cariyelerle ilgili ayet Kur’an-ı Kerim’de yer almaktadır.
İslamiyette kılavuz kitap olan Kur’an-ı Kerim o dönemin şartlarına uygun olarak Allah tarafından doğruyu ve yanlışı bildirmek hususunda ayetler ile indirilmiştir. Kur’an da bahsedilen her türlü konunun o dönemin yaşayışında büyük yer kapsadığı bilinmekte ve insanları ıslah etmek için Hz. Muhammed’e vahiy edildiği kabul edilmektedir.
Buna bağlı olarak asırlardır devam eden ve Müslümanlık ile hizaya getirilen İslamiyette cariyelerle ilgili ayet Kur’an-ı Kerim’de bildirilirken, peygamber hadisleri ile desteklenmiştir.
Müslümanlıkta Cariyelerin Yeri
İslamiyet gelmeden çok öncesinden beri süre gelen cariyelik anlayışı, İslamiyet’ten sonra disipline edilerek, belli kurallar ve kıstaslar altında sürdürülmüştür. Bir anda yıkılamayacak kadar köklü bir anlayış olan cariyeliği kısıtlayan İslamiyet bu anlayışı terbiye ederek daha sonralarda yok olmasına vesile olmuştur.
İslamiyet öncesinde kadının yalnızca bedeninden ve erkeğe sunabileceklerinden istifade edinilen cariyelik, İslamiyet’in gelişiyle birlikte insanlık haklarından nasibini almış ve efendi tarafından azat edilebileceği koşullar sağlanmıştır. İlerleyen zamanlarda cariyelerin azat edilmesi buyruğu İslamiyette cariyelerle ilgili ayet kapsamında bizzat Allah’u Teala tarafından peygambere buyurulmuştur.
İslamiyette Cariyeler Helal Midir?
İslamiyet inancında cariyeliğin yeri ve konumu bakımından diğer dinlere kıyasla çok daha onurlu olduğu bilinen bir gerçektir. Müslümanlıkta cariyesi bulunan erkek efendinin, cariye konumunda bulunan kişi ile cinsi münasebet yaşaması müstesna olarak nitelendirilmekte ve kınanmamaktadır. Bu duruma müsaade edilmesinin başlıca iki sebebi bulunur.
Birinci sebep; efendi ile cariye arasında geçen münasebet sayesinde kadın ihmal edilmemiş olur ve bu durum onu fuhuş ile zinaya düşmekten alı koyar. İkinci sebep; bu münasebet sonrasında cariye kadının efendisinden bir çocuğu olursa, o kadın efendisi öldükten sonra aileye miras olarak kalmayacak ve hür bir insan olarak yaşamına devam edecektir.
Efendisinden çocuğu olan cariyelerin çocukları ümmül veled olarak tabir edilerek özgür doğmaktadır.
Kur’an’da Cariyelik Nasıl Yorumlanmakta?
İslamiyet öncesi dinlerde cariyeler yalnızca kadınlığından istifade edilen, bedenen kullanılıp bırakılan birer nesne gibi konumlandırılırken, İslamiyet inancında ve sonrasında cariyeler insansal statüde yaşam haklarına erişme şansına ulaşmış, onurlu bir yaşam imkanına sahip olmuştur.
Efendisi ile kölesinin arasında geçen cinsi münasebet dışında Kuran ayetleri sıklıkla köleleri azat etmeye yönelik işaretler göndermekte olup, efendilerinin bu köleleri evlendirerek yuva kurmalarına vesile olabilecekleri ve bu durumun köleyi özgürleştirebileceği bildirilmektedir.
İslamiyette Cariye ile Sahibi Arasındaki İlişki
İslamiyette erkek efendisi olan cariyeler ile sahipleri arasında ilişki yaşamaları müstesna olarak kabul edilmiş ve bunun sebebi açıklama olarak yapılmıştır. İslamiyette cariyelerle ilgili ayet Kur’an’da bildirilmiş ve cariyesi olan kişilerin, kadını en iyi şekilde terbiye etmesi sonrasında, dinen ve ahlaken yetiştirmesi ve azat edip cariye ile evlenmesi durumunda iki katı fazla sevap ile ödüllendirilmektedir.
Ayrıca İslamiyette peygamber efendi Hz. Muhammed Mariye isimli bir cariyeyi nikahı altına almış ve sonrasında bu kadından Hz. İbrahim dünyaya gelmiştir. Bu doğum sonrasında Hz. Muhammed kadını azat etmiş ve hürriyetini bağışlamıştır.
Yorum Yapılmamış